30 Nisan 2014 Çarşamba

İslamoğlu Tef. Ders. KIYAMET SURESİ (16-26)(184-B)c




b sayfasından devam

16-) Lâ tuharrik Bihi lisaneke lita'cele Bih;

Onu dilinle tekrar etme, Onu acele (muhafaza) için. (A. Hulusi)

16 - Depretme ona dilini iyvedinden onu. (Elmalı)


Lâ tuharrik Bihi lisaneke lita'cele Bih artık dilini oynatma, acele etmek amacıyla dilini oynatma.


17-) İnne'aleyna cem'ahu ve Kur'âneh;

Muhakkak ki Onu cem' etmek ve Onun okunması bize aittir. (A. Hulusi)

17 - Çünkü bize aittir onun cem'i ve Kur'an ı. (Elmalı)


İnne'aleyna cem'ahu ve Kur'âneh hiç şüphe yok ki onu toplayacak ve okuyacak olan biziz. Onun toplanması da, okunması da dile getirilmesi de bize aittir.


18-) Feizâ kare'nahu fettebı' Kur'âneh;

Onu okuduğumuzda, Onun okumasına tâbi ol! (A. Hulusi)

18 - Biz okuduk mu o vakit takip et o Kur'an ı. (Elmalı)


Feizâ kare'nahu fettebı' Kur'âneh biz onu sana sunduğumuzda, okuduğumuzda, gösterdiğimizde, aktardığımızda, seyrettirdiğimizde; sen onun okunuşunu, gösterilişini, seyredilişini izle, seyret sadece. Veya oku, devam et, takip et.


19-) Sümme inne 'aleyna beyaneh;

Sonra, muhakkak ki Onun beyanı (açığa çıkarılması) da bize aittir. (A. Hulusi)

19 - Sonra bize aittir yine onun beyanı. (Elmalı)


Sümme inne 'aleyna beyaneh sonra onu açıklamak veya onu delillendirmek, onun belgelerini getirmek bize düşer.

Bu ayetler nasıl anlaşılacak, Bu ayetler tefsir tarihimizde iki şekilde anlaşılmış. Biri bağlamdan kopuk cumhurun, çoğunluğun anlayışı, biri de sadece geçmiş tarihlerde ilk otoritelerden Taffale ait olan okuyuş. Bağlama ait, bağlamla birlikte, bağlamın içinde siyak ve sibak, önü ve arkasıyla birlikte alakalı olarak okuyuş.

Biz Taffal in bağlamın içindeki okuyuşunu tercih edersek eğer -ki naçizane tercihim o- nasıl anlaşılır? Şöyle anlaşılır; ağzını açma siciline kayıtlı günahlar için mazeret uydurma. Sicilinde kayıtlı bunlar, hepsini bir bir kaydettik, görüntüledik 3.000 boyutlu kamerayla. Off..! dediğinde, Ah..! dediğinde kayıtlı. Onun için mazeret uydurmaya kalkma. Amellerini toplayıp kaydetmekte, onları aktarıp sana seyrettirmek, göstermekte bize düşer. Sen sadece gösterdiğimizi izle, gerisine karışma. Yani öyle dil çabukluğuna getirip de, çeneni oynatıp ta öyle günahlarına mazeret bulmaya, üstlerini örtmeye, başkalarının gözünü kaydırmayı falan amaçlama. Kaydettiğimizi belgelemek de bize düşer. Sümme inne 'aleyna beyaneh onu belgelemek, onu açıklamak, onu delillendirmek te bize düşer.

İkincisi ise çoğunluğun. Bağlamdan kopuk okuyuşu, zaten onun manasını verdim Said Bin Cübeyr’in, İbn. Abbas’tan rivayetine dayanır bu okuyuş. Peygamberimiz gelen ayetleri ezberlemek için acele ediyormuş, bu aceleden dolayı da peygamberimize bu ayetler inerek acele etme, dilini oynatma denilmiş. Bu rivayetlere dayalı bir okumadır çoğunluğun okuyuşu. Fakat doğrusu baştan sona bağlamla birebir, iç içe olan okuma Taffal’in okumasıdır ve gerçekten de Belil'İnsanu 'alâ nefsihi basıyrah (14) bilakis insan kendi kendini gözetleyen bir varlıktır. Ona şahide ne gerek var. Kendi kendine şahit olarak yeter. Kur’an da öyle demiyor mu? kefa Bi nefsikel yevme aleyke Hasiyba (Şehiyda değil)(İsra/14) sen bugün sana şahit olarak yetersin, başkasına gerek yok. Evet.

[15. ayete geri dönüldü]


15-) Ve lev elka me'aziyreh;

Mazeretlerini öne sürse bile (bir şey değişmez)! (A. Hulusi)

15 - Dökse de ortaya mazeretlerini(Elmalı)


Ve lev elka me'aziyreh isterse mazeretler ileri sürsün kendi kendine şahit olarak, gözetleyici olarak insan yeter zaten.


16-) Lâ tuharrik Bihi lisaneke lita'cele Bih;

Onu dilinle tekrar etme, Onu acele (muhafaza) için. (A. Hulusi)

16 - Depretme ona dilini iyvedinden onu. (Elmalı)


Lâ tuharrik Bihi lisaneke lita'cele Bih ey insan yarın Allah’ın huzuruna heba edilmiş, Allah’ın verdiği fırsatları çürütmüş, kurutmuş ve yok etmiş bir insan olarak çıkıp ta nefsi levvame, kendini kınayarak çıkıp ta dilini oynatarak hesabını aceleye getirerek kurtaracağını sanma kendini. Lita’cele Bih, dilini böyle acele acele oynatıp ta diliyle dişin arasında bir şeyler söyleyip yırtacağını sanma.


17-) İnne'aleyna cem'ahu ve Kur'âneh;

Muhakkak ki Onu cem' etmek ve Onun okunması bize aittir. (A. Hulusi)

17 - Çünkü bize aittir onun cem'i ve Kur'an ı. (Elmalı)


İnne'aleyna cem'ahu ve Kur'âneh “lam”ı tarifli gelmediği yerlerde Kur’aneh ifadesi, bu Kur’an a delalet etmez. Zaten o da açıktır., orada gözüküyor. Ne diyor? O amellerini toplamak ve onu sana okumak, okutmak, yani sana seyrettirmek, haydi seyret, amellerini sen oku demek bize ait.


18-) Feizâ kare'nahu fettebı' Kur'âneh;

Onu okuduğumuzda, Onun okumasına tâbi ol! (A. Hulusi)

18 - Biz okuduk mu o vakit takip et o Kur'an ı. (Elmalı)


Feizâ kare'nahu fettebı' Kur'âneh biz onu sana seyrettirirken sen onu seyret, izle. Başka bir şey yapma.


19-) Sümme inne 'aleyna beyaneh;

Sonra, muhakkak ki Onun beyanı (açığa çıkarılması) da bize aittir. (A. Hulusi)

19 - Sonra bize aittir yine onun beyanı. (Elmalı)


Sümme inne 'aleyna beyaneh sonra biz onun belgelerini getireceğiz. Elin şahitlik yapacak, ayakların şahitlik yapacak, gözün şahitlik yapacak, ay şahit olacak, güneş şahit olacak, yer şahit olacak. Dolayısıyla şahit bol, delillendiririz biz onu.


20-) Kellâ bel tuhıbbûnel'acilete;

Hayır! Bilakis siz aceleyi (peşin olanı, dünyayı) seversiniz; (A. Hulusi)

20 - Hayır hayır siz pişîni seviyorsunuz. (Elmalı)


Kellâ yo..! böyle yapma ey insan, böyle yapma. bel tuhıbbûnel'acileh senin problemin ne biliyor musun ey insanoğlu, sen peşin olanı seviyorsun. Sen peşin olsun da teneke olsun, veresi altın olacağına diyen bir yapıdasın. Oysa Allah vaad ediyor. Onun için sen şimdi olsun, cehennem olsun. yarın cennet olmaktansa mantığıyla yaklaşırsan eğer, işte olacağı budur. Problemin budur ey insan. Allah’ın vaadine güvenmemek, Allah’ın sana olan sözüne inanmamak, itimat etmemek. Zaten imanın ahlaki manası güvendir ey insan.

Kellâ bel tuhıbbûnel'acile acil olanı seviyorsunuz hemen şimdi ve burada olanı çok seviyorsunuz.


21-) Ve tezerunel'ahırete;

Sonsuz gelecek yaşamı bırakırsınız! (A. Hulusi)

21 - Ve Âhireti bırakıyorsunuz. (Elmalı)


Ve tezerunel'ahırah ahireti de göz ardı ediyorsunuz, sonra olanı göz ardı ediyorsunuz. Daha sonra vaad edileni göz ardı ediyorsunuz. Ters dönmüş bilince dikkat çekiyor. Öncelik sırasını şaşırmış bir bilinç bu. Amuda kalkmış bir bilinç. Dünyevileşmenin tarifi burada.


22-) Vucûhun yevmeizin nadıretun;

O süreçte yüzler ışıl ışıl parlar. (A. Hulusi)

22 - Nice yüzler o gün ışılar parlar. (Elmalı)


Vucûhun yevmeizin nadırah o gün öyle yüzler vardır ki ışıl ışıl parlayacak.


23-) İla Rabbiha nazıreh;

Rablerine nazırdırlar! (A. Hulusi)

23 - Rabbine nâzır. (Elmalı)


İla Rabbiha nazıreh tarifsiz bir biçimde rablerine bakacaklar, nazar edecekler.

Bu nazırah’ı intizar olarak anlamış mu’tezile mezhebine mensup olan alimlerimiz. Fakat ne gerek var, Yani intizar, beklemek demek. Cennet bekleme yeri değil ki, bulma yeri. Cennette de bekleyecekse nerede bulacak. Dolayısıyla böyle bir yoruma gerek yok. Allah’ın görülmeyeceğini söyleyen ayetler, bu dünyada bu gözle görülmeyeceğine kesin delalet ederler ki, doğrudur. Fakat ukba, ahiret farklı bir düzlemdir. Zaten o düzlemde iman ettiklerimizi göreceğimiz, Kur’an ın genelinden çıkarılan bir sonuçtur. Çünkü gayb orada müşahede olacak, şahadet olacak.


24-) Ve vucûhun yevmeizin basiretun;

O süreçte nice yüzler de asıktır! (A. Hulusi)

24 - Nice yüzler de o gün ekşir pusarır. (Elmalı)


Ve vucûhun yevmeizin basirah bazı yüzlerde vardır o gün, umutsuzca donup kalacak, donakalacak.


25-) Tezunnu en yuf'ale Biha fakıreh;

(O asık yüzlüler) bellerinin kırılacağını hissederler! (A. Hulusi)

25 - Anlar ki kendilerine bel kıran yapılır. (Elmalı)


Tezunnu en yuf'ale Biha fakırah başlarına dehşet bir felaketin geldiğine artık akılları iyice kesecek. Tezunnü; akılları kesecek. Zannedecekler diye çevirmiyorum, çünkü zan yakıyn in bir aşağısıdır ve Kur’an ın bir çok yerinde inanacak anlamına gelir, inanma anlamına gelir. Burada iyice akılları kesecek.


26-) Kellâ izâ beleğatitterakıye;

Hayır! (Can) köprücük kemiklerine ulaştığında; (A. Hulusi)

26 - Hayır hayır ne zaman ki o can köprücüklere dayanır. (Elmalı)


Kellâ izâ beleğatitterakıy evet..! Kella nın burada manası evet. Yani Ferra nın dediği gibi. Evet, kesinlikle evet. Can boğaza gelip dayandığı zaman.

Kişinin ölümü kendi kıyametidir, can boğaza gelmesi kıyamet isimli surenin ayetlerinin arasında ne geziyor derseniz; Küçük kıyamettir insanın ölümü de ondandır. Derim Efendimizden gelen böyle bir de rivayet var.

[Ek bilgi: Beynin çalışması
…Esasen din dediğimiz olgunun temeli de beynin yeni bölümlerinin devreye girmesi ve bu bölümlerin çalışması suretiyle elde edilecek yeni güçler gerçeğine dayanır.
Beyinde ki tüm fonksiyonlar beyin hücreleri arasında ki bir bio elektrik faaliyetten başka bir şey değildir.
Ruh’ta oluştuğu iddia edilen tüm haller aslında ruhta değil beyinde oluşmakta. Ruh ise beynin tüm hasılatını her an yüklemekte olduğu halogramik yapılı, bir tür hologramik ışınsal beden.
Zikir dediğimiz zaman yani Allah’a ait olarak bilinen bir manayı tekrar ettiğimiz zaman; Beyinde ilgili hücre grubunda bir bio eletrik akım meydana geliyor. Ve bu bir tür enerji şeklinde bir tür hologramik ışınsal bedene yükleniyor. Aynı zamanda siz bu manayı tekrara devam ederseniz, yani bu kelimeyi tekrara devam ederseniz bu defa bu kelimenin tekrarından oluşan bio elektrik enerji daha güçlenerek yeni hücre birimlerini devreye sokuyor. Bu tekrara daha uzun süre devam ettiğinizde ise devreye giren yeni  hücre grupları dolayısıyla beyninizde yeni manalar oluşmaya başlıyor. İşaret ettiği yeni mana istikametinde yeni anlamlar beyninizde açığa çıkmaya başlıyor.
Ayrıca bu tekrarlardan oluşan hem mana hem de enerji bir tür hologramik ışınsal bedenimize yüklendiği için fizik beden ötesi yaşamımız daha farklı bir düzeye erişiyor.
Dünyada ama olan ahirette de amadır (İsra/72 ayetinde işaret edilen gerçek, anladığımız kadarıyla bu noktayı bize fark ettirmeye çalışmaktadır.
Zira beyin ne düzeyde çalışır ne düzeyde gerçekleri görmeye geçerse; O açılımı aynen bir tür hologramik ışınsal bedene, yani ruha yükleneceği için Ve ruh da beynini yitirdikten sonra asla yeni bir kaqyıt alamayacağı için Dünyada açılmayan beyinlerin meydana getirdiği ruhlar için ölüm ötesi yaşamda asla açılma imkanı yoktur. denilmek istenmiştir.(İnsan ve sırları bölümler. C/1 – Ahmed Hulusi)]


Devam ediyor d sayfasına geçiniz.
       Kıyamet suresini toplu olarak BURADA bulabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder