3 Nisan 2014 Perşembe

İslamoğlu Tef. Ders. CİN SURESİ (10-15) (182-B)d



c sayfasından devam


10-) Ve enna lâ nedriy eşerrun üriyde Bimen fiyl'Ardı em erade Bihim Rabbuhüm raşeda;

"Gerçek ki biz, arzda (bedende) olanlardan açığa çıkarılacak olan şerr mi; yoksa Rablerinin muradı, kendilerinde bir reşad mı (hakikati müşahedenin olgunluğu), buna vâkıf değiliz." (Bu âyet dahi göstermektedir ki Rabbinin {Esmâ hakikatinin} kişiye ne yaşatacağı, kişinin Allâh indîndeki açığa çıkış amacı, cinler tarafından bilinmemektedir. A.H.) (A. Hulusi)

10 - Ve doğrusu biz bilmeyiz o Arzdaki kimselere bir şer mi irade edilmiştir, yoksa rableri onlara bir hayır mı murad etmiştir. (Elmalı)


Ve enna lâ nedriy ve biz anladık ki gaybı bilmiyormuşuz, gayb dan anlamazmışız. Yani iddiamızın aksine biz gaybı bilmiyor muşuz, bilirmiş gibi yapar mışız. Görünmeyen varlıklar veya uzaktan gelen varlıklar. Yani bunların Ahkaf suresinde ki ayetlerle birlikte anlayacaksak Yahudi olduğunu düşünmemiz lazım. Onlar demişler ki; meğer biz gaybı bilmezmişiz de gaybı bilirmiş gibi afra tafra satarmışız. Tıpkı falcılar gibi, tıpkı yıldız falcıları gibi, tıpkı tarotçular gibi, tıpkı müneccimler gibi. Gayb dan haber vermeye kalkan haddini bilmezler gibi. Aslında gaybı bilmezler, fakat bilirmiş gibi yaparlar, sıkarlar, sıkarlar, içinden bir kaç tanesi doğru çıkarsa onu satarlar. Oysa ki bir çoğu da yanlış çıkmıştır.

eşerrun üriyde Bimen fiyl'Ardı em erade Bihim Rabbuhüm raşeda mesela şu yerdekilere şer mi murat edilmiş, yoksa rableri onları doğruya ulaştırmayı mı murat etmiş. Bunu da bilmezmişiz. Burada ince bir nükte var; Şer meçhul kipiyle gelmiş, yani faili belli değil. Fakat hayır Allah’a nispetle gelmiş. Manidardır gerçekten. Yani Kur’an bize edep öğretiyor. Demek ki hayrı Allah’a nispet ederken hiç düşünmeyelim ama şer konusunda; bU başımıza nereden geldi dediğimizde ..min ındi enfüsiküm. (A. İmran/165) kendi yüzünüzden geldi demiyor mu Kur’an.


11-) Ve enna minnessalihune ve minna dûne zâlik* künna taraika kıdeda;

"Bizden sâlihler vardır; yine bizden, ondan (Sâlihlik mertebesinden) aşağı olanlar da vardır... Biz çok çeşitli tarîkler (türleri - yapıları anlayışları farklı, kozmopolit halk) olduk." (A. Hulusi)

11 - Ve doğrusu bizler: bizlerden salih olanlar da var, olmayanlar da var dilim dilim tarikatlar olmuşuz. (Elmalı)


Ve enna minnessalihune ve minna dûne zâlik ve yine bizden iyi kimseler de var, salih olanlar da var ve böyle olmayanlar da var. Yani facir olanlar, fasık olanlar, kâzip olanlar da var. künna taraika kıdeda zaten öteden beri biz hep birbirimize aykırı, bir birimizden farklı, birbirimizin zıddına yollar edinmişiz. Bu son cümleden şunu anlayabiliriz sanırım, yollarımız ayrı iken akıbetimizin bir olacağını sanmışız. Bu ayette anlatılanların Yahudiler olduğunu Ahkaf suresinden yola çıkarak düşünecek olursak, onlar biz Allah’ın dostları ve oğullarıyız diyorlardı ya. nahnü ebnaullahi ve ehıbbauHU. (Maide/18) ve biz tümümüz cennetliğiz diyorlardı ya.

Ama asla aynı değillerdi. Yahudiler içerisinde Zelotlar vardı, Ferisiler vardı, Esseniler vardı ve diğerleri vardı. Yakubiler vardı ve hatta Samiriler vardı ve bunların Tevrat’ları da ayrı idi. Bu günkü elde ki Tevrat’ta bile iki rivayet vardır Elohim rivayet Rabbilik rivayet. Dolayısıyla bunların mesela Sadukiler ahirete inanmazlardı. Peygamberlerden gelen hiçbir geleneğe inanmazlardı. Yunanlılar gibi yaşarlardı, işgalciler gibi düşünürlerdi, işgalciler gibi yaşarlardı.

Şimdi, iyi de bu kadar farklılık olmasına rağmen nasıl hepinizde kurtulmuşlar zümresine gireceksiniz? İşte bu ayet sanki oraya bir atıf gibi geldi bana. Yolarımız ayrı iken akıbetimiz bir olur sandık. Yahudi kibrine bir atıf.


12-) Ve enna zanenna en len nu'cizAllâhe fiyl'Ardı ve len nu'cizehu hereba;

"Biz anladık ki, arzda Allâh hükmünü geçersiz kılamayız ve kaçarak da O'nun hükmünün yerine gelmesini önleyemeyiz!" (A. Hulusi)

12 - Ve doğrusu biz anladık ki Allah’ı Arzda acze düşürmemize ihtimal yok, kaçmakla da onu asla âciz bırakamayız. (Elmalı)


Ve enna zanenna en len nu'cizAllâhe fiyl'Ardı ve len nu'cizehu hereba ve aklımız kesti ki yer yüzünde asla Allah’a karşı gelmeyiz ve O’ndan asla kaçıp kurtulamayız. Yani Allah’a karşı gelemeyiz. Allah’a karşı gelmek istesek bile gelemeyiz. Ama karşı deldiğim zaman da bunu cezasını görürüz. Allah’tan kaçmaya çalıştık haydi, kaçamayız, nereye kaçacaksınız. Allah’ın olmadığı bir mekan mı var. Allah’tan nereye kaçacaksınız onun için ve len nu'cizehu hereba ve asla kaçıp kurtulamayız. Bunu anladık diyecekler.

Fefirrû ilAllâh (Zâriyat/50) Allah’tan kaçamazsınız, bari Allah’a kaçın. Kur’an ın dediği gibi. ..eynelmeferr (Kıyamet/10) nereye kaçmak. Seyrani mizin dediği gibi; Padişah demiş ki Abdülmecit, Seni sürerim, tanzimata karşı geldiği için. Ölümsüz dizelerin,i o zaman söylemiş halk şairimiz.

Hakkın mekanından başka bir mekan,
Bulmak mümkün ise bul gönder beni.

Bozmak mümkün ise aklım bikrini
Boz da bakir iken dul gönder beni.


Şehr-i hakikata doğru gidenin,
Ayağı altına yol gönder beni.
Fazilet elinde şahlık edenin,
Rabbım kapısına kul gönder beni.

Cehennem yoluna sapsam da şayet,
Cennete rehberim ol gönder beni.
Bozmak mümkün ise aklım bikrini,
Boz da bakir iken dul gönder beni.

Ey Seyranî fermanıdır künfekân.
Mantık-ı vahiddir kudret-i lisan.
Hakkın kudretinden başka bir mekân.
Bulmak mümkün ise bul gönder beni.
(Seyrani)]

Yani sen diyorsun ki düşünme, düşündüğünü söyleme. Aklımın bekaretini mi bozacaksın haydi boz diyor. Eğer Allah’ın olmayan bir mekan bulursan beni oraya sür gönder. Sürdüğün yer de Allah’ın mekanı değil midir. Tarihe geçmiş bir cevap. Aslında hakikati söyleyenleri sürmekle tehdit edenlerin hepsine verilecek bir cevap olsa gerektir.


13-) Ve enna lema semi'nelhüda amenna Bih* femen yu'min Birabbihi fela yehafu bahsen ve lâ raheka;

"Biz hüdayı (Kurân'ı) işittiğimizde, Onun hakikat olduğuna iman ettik... Kim Rabbine hakikati olarak iman ederse, (artık o) ne hakkının eksik verilmesinden korkar ve ne de zillete düşürülmekten!" (A. Hulusi)

13 - Ve doğrusu biz o hidayet rehberini dinlediğimizde ona iman ettik, her kim o rabbine iman ederse artık ne hakkı yenmek ne de istilâ olunmak korkusu kalmaz. (Elmalı)


Ve enna lema semi'nelhüda amenna Bih  işte tam da bu yüzden biz ilahi rehberliği işitince kayıtsız şartsız hemen ona inandık. femen yu'min Birabbihi fela yehafu bahsen ve lâ raheka artık kim rabbine iman ederse, o ne bir ziyana uğrar, yani bahsen aslında değerinden eksiltmektir. Değeri olan fiyattan aşağı fiyat vermeye denir. Onun ne değerine bir zarar gelir, ne de gazaba uğrar.

Buradan şunu anlamıyor muyuz dostlar. İnsan Allah’ın nezdinde değerlidir. Allah insanı çok değerli yarattı. Ama insan elleri ile kendi değerini düşürüyor. Eğer iman eder ve Allah’ın dediği gibi yaşlarsa, Allah onun değerini korur. Yani iman insanın değerini korur, bunu söylüyor açıkça ayet.

Bölge Yahudilerine Muhammedî davete inanmada geç kalmama iması şeklinde de anlayabiliriz. Yani zımnen şu; Uzaktaki Yahudiler, yani cinler. Görünmeyen, ya da bölgeye yabancı olanlar inandı da, yakındakiler inanmayacak mı? Bunu söylüyor.


14-) Ve enna minnelmüslimune ve minnelkasitun* femen esleme feülâike teharrev raşeda;

"Bizden teslim olmuşlar da vardır, hükümlere âsi olan zâlimler de vardır. Teslim olanlar, hakikatin olgunluğuna talip olanlardır." (A. Hulusi)

14 - Ve doğrusu bizler: bizlerden Müslimler de var, haksızlar da var, Müslim olanlar, işte onlar rüşd-ü sevabı arayanlardır. (Elmalı)


Ve enna minnelmüslimune ve minnelkasitun bununla beraber içimizden Allah’a tam teslim olan da var, haddini aşanda var. Kendine kötülük eden de var. femen esleme feülâike teharrev raşeda ama kim de Allah’a kayıtsız şartsız teslim olursa, işte onlar doğru bir bilince ermiş olanlar.

Şöyle mi açsam acaba Teharru raşeda; doğru bir bilinç inşa etmenin hakkını verenlerdir. Veya doğru bir bilinci hakkıyla inşa edenlerdir. Çünkü rüşt; doğru bir bilinç inşa etmektir. Teharru raşeda belki de şeytandan, nefsin tuzaklarından, kelepçelerinden, bukağılarından, palangalarından kurtulmuş, hür olmuş, tamamen nefsin ve şeytanın tuzaklarından ve zincirlerinden arınarak Allah’a yönelmiş olan hür bilinç manasına gelse gerektir.


15-) Ve emmelkasitune fekânu licehenneme hatabâ;

"Hükümlere karşı çıkan zâlimler ise cehennem için odun oldular!" (A. Hulusi)

15 - Amma haksızlar Cehenneme odun olmuşlardır. (Elmalı)


Ve emmelkasitune kendini kötülük edenlere, kendine zulmedenlere, haddini bilmeyenlere gelince fekânu licehenneme hatabâ sonunda onlar cehenneme odun olacaklar.

 Devam wdiyor e sayfasına geçiniz
Cin  suresini toplu olarak BURADA bulabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder